.
Historian Taner Akçam launches digital archive documenting the Armenian Genocide
Thousands of materials, including ‘killing orders,’ available online
December 3, 2018
By Clark News & Media Relations
Doctoral candidates Anna Aleksanyan, Burçin Gerçek and Ani Ohanian (seated, from left) work with Professor Taner Akçam on the Krikor Guerguerian Archive.
After the 1915 Armenian Genocide, Krikor Guerguerian, a priest and genocide survivor, traveled the world collecting evidence to document the atrocities. Taner Akçam, the Robert Aram and Marianne Kaloosdian and Stephen and Marian Mugar Professor in Armenian Genocide Studies at Clark University’s Strassler Center for Holocaust and Genocide Studies, recently collaborated with Turkish experts and graduate students on a digital repository that makes Guerguerian’s vast collection of incriminating documents available to scholars worldwide.
The newly launched Krikor Guerguerian Archive comprises thousands of original Ottoman documents and Guerguerian’s extensive, unpublished writings. It includes the long-missing handwritten memoirs of Naim Bey, an Ottoman bureaucrat stationed in Aleppo who actively participated in the deportation and massacres of Armenians; documents from the Jerusalem Armenian Patriarchate containing first-hand information about the Armenian genocide; and critical papers from the Istanbul perpetrator trials held from 1919 to 1922 that were long assumed vanished.
Among the most noteworthy materials are ciphered telegrams that the Ottoman Interior Minister Talat Pasha, army commanders, and the chief of the government’s paramilitary sent to governors throughout the Empire. Some of these telegrams, written on government letterhead stamped with the official Ottoman seal, clearly outline the Ottoman government’s planning and execution of the genocide. These “killing orders,” considered the “smoking gun” of the Armenian Genocide, formed the basis of Akcam’s groundbreaking book “Killing Orders: Talat Pasha’s Telegrams and the Armenian Genocide,” released earlier this year.
Professor Akçam was granted access to the unpublished collection in 2015 by Dr. Edmund Guerguerian, nephew of Fr. Guerguerian, and he has worked diligently to ensure that other scholars of the Armenian Genocide have access to these important documents. He engaged his doctoral candidates Ani Ohanian, Anna Aleksanyan, and Burçin Gerçek, and former students Ümit Kurt, Ph.D. ’16 and Emre Can Dağlıoğlu in an effort to create and launch the digital archive. The group collaborated with others in Paris and Istanbul to translate materials into English.
“Access to these materials has the potential to change scholarly and political discourse as well as to destroy Turkish denial,” wrote Professor Akçam. “It is my duty to make this evidence accessible for the world to see.”
Funding for the creation of the Krikor Guerguerian Archive was provided by the Caloust Gulbenkian Foundation, the Jirair Nishanian Foundation, the Armenian General Benevolent Union, the Knights & Daughters of Vartan, and the Dadourian Foundation. Original materials included in the Guerguerian Archive were donated to the National Association for Armenian Studies and Research (NAASR) in Belmont, Mass., where they will become part of NAASR’s Mardigian Library. Researchers will be able to access original materials included in the digital archive following the opening of the NAASR headquarters’ building in the fall of 2019.
For more information about the online archive, call 508-793-8897.
|
Arşiv Hakkında Genel Bilgi
Rahip Krikor Gergeryan Arşivi, Gergeryan’ın 1930’lardan başlayarak, hayata gözlerini kapadığı 1988 yılına kadar, tüm ömrü boyunca topladığı belgelerden oluşur. Arşivin varlığı, konuyla ilgilenen araştırmacılar tarafından biliniyor olmasına rağmen hemen hiç kimse tarafından kullanılamadı.
Arşivin kullanılamamış olmasının nedenlerinin başında tasnif edilmemiş olması gelir.
Arşiv malzemeleri son derece dağınık ve her hangi bir sistematikten yoksun bulunmaktaydı. Biz, arşivdeki tüm malzemeleri internet ortamına aktarırken sınırlı bir tasnif yaptık ve belgeleri üç ana bölüme ayırdık. Bunlara da sıraya Birinci, İkinci ve Üçüncü Arşiv adını verdik ve her biri için ayrı bir bölüm ayırdık. Bu üç ayrı arşiv ve içerdiği malzemeler hakkında ayrıntılı bilgileri ilgili bölümlerden almak mümkündür.
Gergeryan Arşivi tasnif edilmemiş idi ve bir çok malzeme kutular içinde idi. Bu nedenle kullanılma imkanına sahip değildi.
Birinci Arşiv, sadece Osmanlıca malzemelerden oluşmaktadır. Büyük çoğunluğu 1919-1921 İstanbul İttihat ve Terakki Yargılanmalarına aittir. Bu belgelerin orijinalleri kayıptır ya da Türk Hükümeti tarafından saklı tutulmaktadır. Buradaki belgeler, Kudüs Ermeni Patrikliği arşivinden alınmıştır. Gergeryan, 1960’lı yılların ortalarında bu belgelerin filmlerini çekerek arşivine dahil etmiştir. Gergeryan’ın filmini çektiği belgeleri, Kudüs Ermeni Patrikliğindeki belgeler ile kıyaslama şansına sahip olduk. Bu kıyaslama sonucu, Gergeryan’ın yargılamalara ilişkin malzemelerin tümüne yakınının filmlerini çekmiş olduğunu söyleyebiliriz. Bize bu kıyaslama imkanını sağladıkları için, Kudüs Ermeni Patriği Başpiskopos Nourhan Manougian ve arşiv çalışanlarına teşekkür ederiz.
İstanbul Yargılanmalarına ilişkin bu belgelerin Kudüs Arşivine nasıl ulaştığı hikayesi için, Gergeryanın hayat hikayesi ile ilgili bölüme bakınız.
Osmanlıca belgelerin, bir diğer önemli bölümü, Paris Bogos Nubar Paşa Kütüphanesinden alınmıştır. Naim Efendi adlı Osmanlı Bürokratına ait Hatırat ve Talat Paşa’ya ait telgraflar bu belgeler gurubuna verilecek örneklerin başında gelir.
Osmanlıca malzemelerin tümü tasnif edilmiş ve transkripsiyonları yapılmıştır. Belgelerin İngilizce çevirileri devam etmektedir. Gerek transkripsiyonlar, gerekse İngilizce çeviriler belli bir sırayla okuyucu ile buluşacaktır. Ayrıca tüm belgelerin içeriklerine ilişkin ayrıntılı bir index hazırlanmıştır. Araştırmacı, bu index üzerinden yapacağı arama sonucuna bağlı olarak, doğrudan ilgili belgeye ulaşabilir.
İkinci Arşiv, Gergeryan’ın özel çalışmalarını ihtiva etmektedir. Gergeryan, 1988 yılına kadar, topladığı malzemeler üzerinde çalışmış, çeşitli notlar almış, belgeleri başta Ermenice, Fransızca ve İngilizce olmak üzere değişik dillere çevirmiştir. 1919-1920 yıllarındaki Yozga ve Kayseri yargılamaları örneğinde olduğu gibi, çeşitli konularda kitaplar hazırlamıştır. Son derece dağınık ve her hangi bir sistematikten yoksun olan bu malzemeleri, hem Gergeryan’ın çalışmalarına saygı hem de tasnif zorluğu nedeniyle aynen bıraktık. Ama Ermenice, Fransızca İngilizce ve Türkçe dillerindeki malzemeler hakkında genel bazı bilgiler içeren özel açıklamalarda bulunduk. Ayrıca, son derece ayrıntılı bir index hazırladık. Okuyucu, hazırladığımız indexi kullanarak ve verdiğimiz ek bilgilerden yararlanarak, Gergeryan Özel Arşivindeki belge ve bilgilere kolaylıkla ulaşabilirler.

Üçüncü Arşiv, esas olarak Gergeryan’ın başka ülke arşivlerinden topladığı orijinal malzemelerden oluşmaktadır. Bu bölümdeki malzemeler arasında, İstanbul Patrikliğine ait Fransızca ve Ermenice dökümanlar önemli bir yer tutarlar. Bu bölümde ayrıca Avusturya, Almanya, İngiltere ve ABD arşivlerinden toplanmış malzemeler de mevcuttur. Bu arşiv için de ek özel bilgiler içeren açıklamalar yapılmış ve özel bir index hazırlanmıştır.
Gergeryan arşivinin en zengin malzemeleri arasında Ermenice el yazması belgeler gelir. Bu belgelerin içeriği hakkında daha fazla bilgi için bakınız (metin İngilizcedir, Türkçesi hazırlanmaktadır): Armenian materials of the Guerguerian archive
Arşiv, Dijital Ortama aktarılmış PDF belgeleri biçimindedir ve her bir bölümü ayrı ayrı ziyaret edip, istediğiniz belgeleri indirebilirsiniz.
Önemli not: Gergeryan Arşivi malzemelerinin orijinalleri, Boston Ermeni Çalışmaları ve Araştırmaları Milli Derneği’ne (NAASR) bağışlanmıştır. Malzemeler, NAASR’ın Mardigian Kütüphanesinin bir parçasıdır ve 2019 sonbaharı ile birlikte Araştırmacılara açık olacaktır.
|
Rahip Krikor Gergeryan Hakkında
Rahip Krikor Gergeryan (12 Mayıs 1911- 7 Mayıs 1988), Sivas’ın Gürün kazasında doğdu. Sekiz kız, sekiz erkek, 16 kardeşin en küçüğü idi. Tehcir sırasında, kardeşlerden sadece altısı kurtulabildi; diğer 10 kardeş, anne ve babaları ile birlikte öldürüldü. Rahip Krikor, anne ve babasının ve kardeşlerinin öldürülmesini kendi gözleriyle görür. Yıllar sonra, Peder Guerguerian doğduğu yerleri ziyaret etti ve ailesinin öldüren katille yüzleşti. Şu röportajında bize bu anı şöyle anlatıyor: https://sfi.usc.edu/video/krikor-guergeurian-meeting-perpetrator
Hayatta kalan bir ağabeyi ile birlikte 1916’da Beyrut’a ulaşmayı başarır ve orada bir yetimhaneye alınır, orada büyür. 1925 yılında Zımmar (Bzemmar) Katolik Manastırına kayıt olur. 1930’lu yılların başında Beyrut St. Joseph Üniversitesinden mezun olduktan sonra, teoloji eğitimine devam etmek ve Rahip olmak amacıyla Roma’ya, Levonian Akademisine gider. 1937 yılında Katolik Rahip olma hakkını kazanır. Aynı yıl, Ermeni soykırımı konusunda doktora yapmaya karar verir ama Gergeryan’ın doktora çalışması hiç bitmeyecek ve tüm hayatı boyunca devam edecektir. Arşiv bu hayat boyu çalışmanın ürünüdür.
Rahip Krikor Gergeryan
Doğum: 12 Mayıs 1911 – Gürün, Sivas
Rahip ünvanı alması: 1 Kasım 1937 – Roma
Ölümü: 7 Mayıs 1988 – New York
Kardeşlerin en büyüğü Bedros soykırımdan önce Kahire’ye gitmiş ve orada yerleşmiştir. Gergeryan da Rahip olduktan sonra Kahire’ye yerleşir. Burada araştırmalarına devam ederken, tahminen 1952 yılında, Kürt Mustafa Paşa ile karşılaşır. Kürt veya diğer lakabıyla Nemrut Mustafa Paşa, 1919-21 yılları arasında İstanbul’da İttihat ve Terakki’ye karşı açılan davaların görüldüğü, Birinci Divani Harbi Örfinin (Askeri Mahkemenin) başkanlığını da yapacak hâkimlerinden biridir. Mustafa Paşa, mahkeme başkanı iken, 1920 Ağustosunda idam edilen Bayburt Kaymakamı (Urfa Mutasarrıfı) Nusret’in yargılanmasında belge tahrif ederek kasıtlı idam cezası verdirdiği suçlaması ile 1920 Ekiminde tutuklanacak; hapis cezasına çarptırılacak ve fakat daha sonra Sultan tarafından affedilecektir. İstanbul’un, 1922’de Türk milliyetçi hareketinin eline geçmesi üzerine de yeniden tutuklanmaktan korkacak ve Kahire’ye kaçacaktır.
Bu karşılaşma Rahip Gergeryan’ın hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Kendisi hakkında yazdığı küçük bir notta, Mustafa Paşa ile defalarca görüştüğünü ve uzun tartışmalar yaptığını söyler. Mustafa Paşa, Ermenilerin tehcir ve imhaları konusunda araştırma yapan genç Gergeryan’a çok önemli bir bilgi verir; aradığı her şey Kudüs Ermeni Patrikliği arşivinde mevcuttur. Mustafa Paşa’nın anlattığına göre, İstanbul Ermeni Patrikliği, İttihat ve Terakki yargılanmalarında taraftı ve bu sıfatı ile değişik dava dosyalarındaki evrakların bir kopyasını alma hakkına sahipti ve almıştı. İstanbul Türk Hükümetinin kontrolüne geçince Patriklik, ellerindeki belgeleri korumak amacıyla Manchester’a yollayacaktır. Bunun bir nedeni de Rahip Balakian’ın orada olmasıdır. Belgeler daha sonra Marsilya’ya ve oradan da son durakları olan Kudüs Ermeni Patrikliğine ulaşacaklardır.
Krikor Gergeryan Kudüs’e gider. Hem dini kimliği ve hem de orada görev yapan Ermeni Patriğini yakından tanıyor olması nedeniyle kendisine arşive girme izni verilir. Gergeryan, yıllar sonra yeğeni Dr. Edmund Gergeryan’a “orada ne gördüysem filmini çektim” diyecektir. Biz, Gergeryan’ın çektiği filmler ile Kudüs Ermeni Arşivindeki belgeleri kıyaslama şansına sahip olduk. Patriklik arşivindeki Osmanlıca belgelerin tamamının filmlerini almamış olsa bile, Gergeryan’ın doğruyu söylediğini teyid etmek isteriz.
Gergeryan’ın belge topladığı yer sadece Kudüs Ermeni Patrikliği Arşivi değildir. 1950 yılında Aram Andonyan’ın müdürlüğünü yaptığı, Paris Boghos Nubar Kütüphanesi’ne de gider; Naim Efendi Hatıratı ve Talat Paşa telgraflarını orada görür ve filmlerini çeker. Kütüphane ayrıca Ermenilerin tehcir ve imhaları üzerine, Aram Andonyan tarafından oluşturulmuş çok zengin bir koleksiyona sahiptir. Halep’te bulunduğu yıllarda Andonyan, sağ kalan Ermenilere başlarından geçenleri yazdırmış, bunları Ermeni yerleşim yerlerine göre tasnif ederek soykırımın deyim yerindeyse topoğrafyasını çıkartmıştır.

Gergeryan, vefat ettiği 7 Mayıs 1988 yılına kadar belge toplayacaktır. Alman, Fransız, İngiliz ve Amerikan arşivlerine gidecek, oralarda da bulabildiği ne varsa bir araya getirecektir. Ermenice dilinde topladığı kaynaklar da Gergeryan arşivinin diğer büyük bir zenginliğidir. Bugün artık piyasada bulunması zor olan değerli kitaplar; 19’uncu ve 20’inci yüzyıl başlarında yayımlanan Ermenice dergi ve gazetelerden derlenen makale ve haberler; henüz hiçbir yerde yayımlanmamış olan hatıratlar bu kaynakların başında gelir.
Gergeryan hem elindeki malzemeyi tasnif etmeye hem de Ermeni soykırımının çeşitli veçheleri hakkında kitaplar yayımlamaya çalışıyordu. Yayımladığı makalelerde Krieger (Almanca savaşçıdemektir) takma adını kullanıyordu. Değişik makaleleri yanında onun en bilinen çalışması, Kudüs Patrikhane Arşivinde bulduğu İstanbul yargılamaları belgelerine dayanarak yazdığı Yozğadi Hayasbanutyan Vaverakragan Badmutyunı [Yozgat Ermeni Kırımının Belgesel Tarihi] (New York: 1980) kitabıdır. Gergeryan birçok başka kitap daha yazmak istiyordu. Arşivi, başladığı ve bitiremediği çok sayıda kitap taslağı ile doludur. Bunların içinde en önemlisi, Armenocide adını verdiği, Ermeni soykırımının tarihi idi. Arşivinde bu tür bir çalışma için yazdığı sayısı oldukça kabarık taslak önsöz vardır.
Gergeryan arşivi bugüne kadar, deyim yerindeyse el değmemiş bir biçimde araştırmacıları bekledi. Gerçi, 1983 yılında, Washington merkezli Armenian Assembly adlı kuruluş tüm arşivi mikrofilme almıştı ama bu koleksiyonu fazla bilen ve kullanan olmadı. Arşivin aslı, New York’ta, Krikor Gergeryan’ın akrabalarının elinde idi. 2015 Nisan ayında kendilerini ziyaret ettiğimizde, belgelerin aslını görme isteğimizi kırmadılar ve buradaki arşivin macerası böyle başladı.
Kudüs Ermeni Patrikliği arşivinin araştırmacılara henüz kapalı olduğu, Boghos Nubar Paşa Kütüphanesi’ndeki belgelerin kayıp oldukları düşünülürse, Gergeryan arşivinin Ermeni soykırımı araştırmaları açısından paha biçilmez önemi daha iyi anlaşılır. Bu nedenle arşivde saklı kalmış belgeler sadece sınırlı sayıda uzman tarafından değil, herkes tarafından bilinmeliydi. Clark Üniversitesi bünyesinde, Krikor Gergeryan arşiv projesini bu amaçla başlattık. Oluşturduğumuz detaylı indeksler ile araştırmacılar arşivde istedikleri gibi arama yapabileceklerdir.
Dr. Edmund Guerguerian visits the grave of his uncle, Reverend Krikor Guerguerian.
|
Arşiv I: Osmanlıca Belgeler
|
Arşiv II: Gergeryan’ın Özel Dosyaları
Bu arşiv, Gergeryan’ın özel çalışmalarını ihtiva etmektedir. Gergeryan, 1988 yılına kadar, topladığı malzemeler üzerinde çalışmış, çeşitli notlar almış, belgeleri başta Ermenice, Fransızca ve İngilizce olmak üzere değişik dillere çevirmiştir. Dosyalar, Gergeryan’ın verdiği isimlere sadık kalınarak taramadan geçirilmiş ve ayrıntılı bir index hazırlanmıştır.
Okumak istediğiniz belgeleri en iyi aramak ve bulmak için dosyayı Digital Commons’da bulun, lütfen aşağıdaki Excel Dizinlerini kullanın.
|
Archive III: Değişik Ülke Arşivlerinden
Bu arşiv, Gergeryan’ın Almanya, Avusturya, İngiltere ve ABD arşivlerinden topladığı orijinal malzemelerden oluşmaktadır. Ayrıca, malzemeler arasında, İstanbul Patrikliğine ait Fransızca ve Ermenice dökümanlar önemli bir yer tutarlar.
Okumak istediğiniz belgeleri en iyi aramak ve bulmak için lütfen aşağıdaki Excel Dizinlerini kullanın.
|
Proje Hakkında
Öncelikle, Dr. Edmund Gergeryan Hrant Gulian ve Berc Panossian’a teşekkür ederiz. Bu projenin gerçekleşmesinde onların emekleri büyüktür:
Dr. EDMUND GERGERIAN: Krikor Gergeryan’ın yeğeni. Dayısının 1988’de vefatından sonra tüm arşivi büyük bir titizlikle sakladı. Arşivdeki malzemeleri elektronik ortama aktarmamıza olanak sağladı ve tüm bir çalışma boyunca büyük bir esneklik ve kolaylık gösterdi. Kendisine teşekkürü bir borç biliriz.
HRANT GULIAN: Arşiv hakkında ilk bilgileri edindiği andan itibaren, önemini kavrayarak, içindeki bilgilerin bir an önce geniş okuyucu kitlesine ulaşması için büyük bir özveri ile çalıştı. Aşağıda ismi geçen birçok kişi ve kuruluş Hrant Gullian’ın girişimleri sonucu projeye destek verdiler. Projenin hayata geçmesinde onun emeği ve katkıları büyüktür ve kendisine sonsuz şükran borcumuz vardır.
BERC PANOSSIAN: tüm arşivi taradı ve dijital ortama aktardı. Berc, bu işe sadece iyi bir profesyonel iş adamı olarak yaklaşmadı, deyim yerindeyse tüm kalbini verdi. Hrant Dink’e olan sevgisi onun bu çalışma boyunca en büyük motivasyon kaynağı idi. Kendisine teşekkür ederiz.
Eğer aşağıda isimlerini saydığımız kişi ve kuruluşlar olmasaydı, bu proje gerçekleşemezdi. Tüm bir çalışma boyunca bize büyük maddi ve manevi destekte bulunan bu kişi ve kuruluşlara teşekkür ederiz:
Örgütler: Caloust Gulbenkian Foundation; Jirair Nishanian Foundation; Armenian General Benevolent Union; Knights & Daughters of Vartan; Dadourian Foundation; National Association for Armenian Studies and Research (NAASR)
Kişiler: Nazar & Artemis Nazarian; Hratch & Suzanne Toufayan; Sarkis & Ruth Bedevian; Hagop & Silva Baghdadlian; Saro & Hilda Hartounian; Anonymous; Hratch Kaprielian; Antranik Baghdassarian; Anoush Movsesian
|
Boston Globe
History of the
Armenian genocide
goes online

ASSOCIATED PRESS/FILE 1915
Armenians were marched long distances in Turkey and said to have been killed.
By Cynthia Fernandez GLOBE CORRESPONDENT DECEMBER 04, 2018
Nearly 80 years ago, a priest traveled the world seeking evidence of a genocide that had killed his parents and siblings. More recently, a professor at Clark University in Worcester has published these damning documents, including “killing orders” from an Ottoman bureaucrat and ciphered telegrams.
The Rev. Father Krikor Guerguerian, a survivor of the Armenian genocide, was plagued his entire life by the atrocities he had witnessed. He decided to write his dissertation on the genocide and traveled to the Boghos Nubar Pasha Library in Paris and the Armenian Patriarchate of Jerusalem to photograph and transcribe this very personal research.
Guerguerian never finished his dissertation. The original documents he found in Paris had disappeared. The priest died in New York in 1988. The microfilms, prints, and notes — a plethora of history and proof — sat almost useless in the Armenian Assembly of America in Washington.
“Some elderly scholars knew that these archives exist,” said professor Taner Akçam , who headed the effort to digitize and publish these documents. But left uncategorized, these documents were almost useless to scholars. “They had not developed an index,” Akçam said. “It was like a big garbage can of materials.”
On the 100th anniversary of the Armenian genocide, Akçam reached out to Guerguerian’s nephew, Edmund Guerguerian, and asked if he could look at the documents.
“When I saw with my naked eyes the materials, then I said, ‘there is no other way, we must scan them and archive them.’ I found the funds for it, and we developed an intensive index for almost each page in the archive, which is now searchable,” Akçam said.
With an extensive team of current and former students, including Ani Ohanian, Anna Aleksanyan, Burçin Gerçek, Ümit Kurt, and Emre Can Daglıoglu, and support from collaborators in Paris and Istanbul, over 20,000 pages were scanned, catalogued, indexed, translated, and published online.
The Krikor Guerguerian Archive was funded by organizations such as the Calouste Gulbenkian Foundation and the Armenian General Benevolent Union.
The documents, many of which have been cross-referenced with their originals, include Guerguerian’s hand-copied memoirs and killing orders belonging to Naim Bey, an Ottoman bureaucrat stationed in Aleppo who participated in the deportation and massacres of Armenians, Akçam said.
The online archive also includes court-martialed documents from the Istanbul trails held from 1919 to 1922, and documents that detail how authorities should organize the deportation of Armenians.
These documents had been considered lost for decades.
“The Turkish narrative cannot stand as it is now, with these materials. They will continue to deny the Armenian genocide, of course, but they have to develop another story,” Akçam said.
Guerguerian’s original documents and microfilms have been donated to National Association for Armenian Studies and Research in Belmont , which will be accessible to researchers next year.
Cynthia Fernandez can be reached at cynthia.fernandez@globe.com.
|
Թուրք պատմաբան Թաներ Աքչամի նախաձեռնությամբ Գրիկերի (Գրիգոր Կերկերյան) արխիվը հասանելի կլինի գիտնականների համար
2018/12/04
1915 թ. Հայոց ցեղասպանությունից հետո Մեծ եղեռնից մազապուրծ եղած հոգևորական Գրիկերը շրջել է աշխարհով ու ապացույցներ հավաքել այդ վայրագությունները փաստագրելու համար։ Քլարկ համալսարանի Հոլոքոստի ու ցեղասպանության ուսումնասիրության Սթրասլեր կենտրոնի «Գալուստեան/Մուգար» հայագիտական հետազոտությունների ամբիոնի պրոֆեսոր Թաներ Աքչամը վերջերս համագործակցել է ասպիրանտների ու թուրք փորձագետների հետ` թվային պահոց ստեղծելու և Գրիկերի ահռելի փաստաթղթերի հավաքածուն բոլոր գիտնականների համար հասանելի դարձնելու նպատակով։ Այդ մասին հաղորդում է Akunq.net-ը` վկայակոչելով համալսարանի կայքէջում տեղ գտած հրապարակումը:
Արխիվն ընդգրկում է հազարավոր բնօրինակ փաստաթղթեր և Գրիկերի չտպագրված նյութերը։ Այնտեղ ներառված են Հալեպում օսմանյան պաշտոնյա Նաիմ բեյի ձեռագիր հիշողությունները, որոնք երկար ժամանակ անհայտ կորած էին համարվել, ինչպես նաև` Երուսաղեմի պատրիարքարանի փաստաթղթերը, որոնք պարունակում են կարևոր տեղեկատվություն Հայոց ցեղասպանության մասին և 1919-1922 թթ. Ստամբուլում տեղի ուենցած ոճրագործների դատավարությունների քննական նյութեր։
Ուշագրավ են գաղտնազերծված հեռագրերը, որոնք Օսմանյան կայսրության ներքին գործերի նախարար Թալեաթ փաշան, բանակի հրամանատարները և կառավարության պարամիլիտար ուժերի ղեկավարներն ուղարկել են կայսրության շրջանների ղեկավարներին։ Այդ հեռագրերից որոշների վրա առկա օսմանյան պետական կնիքը պարզորոշ ընդգծում է օսմանյան կառավարության կողմից Հայոց ցեղասպանության պլանավորումն ու իրագործումը։ Այդ սպանության հրամանները համարվում են Հայոց ցեղասպանության ապացույցներ, որոնք էլ ընկած են Աքչամի նոր՝ «Սպանության հրամաններ. Թալեաթ փաշայի հեռագրերն ու Հայոց ցեղասպանությունը» գրքի հիմքում։
Արխիվի մասին պրոֆեսոր Աքչամը գրում է. «Այս նյութերին հասանելիությունը ներուժ ունի փոխելու գիտական ու քաղաքական դիսկուրսը, ինչպես նաև պայքարելու թուրքական ժխտողականության դեմ։ Իմ պարտականությունն է այդ ապացույցները հասանելի դարձնել աշխարհին»։
Գրիկերի արխիվի ստեղծումը ֆինանսավորել են Գալուստ Գյուլբենկյան հիմնադրամը, Ժիրայր Նշանյան հիմնադրամը, Հայկական բարեգործական ընդհանուր միությունը, Դադրյան հիմնադրամը և այլ կազմակերպություններ։ Կերկերյանի արխիվում ներառված բնօրինակ նյութերը նվիրաբերվել են Բելմոնտի հայագիտության ու հետազոտությունների ազգային միությանը, որոնք կդառնան այնտեղի Մարտիկյան գրադարանի մի մասը։ Ուսումնասիրողների համար թվային արխիվի նյութերը հասանելի կլինեն Բելմոնտի հայագիտության ազգային միության գլխավոր գրասենյակի շենքի բացումից հետո՝ 2019 թ. աշնանը։
Պատրաստեց Անի Մելքոնյանը
Akunq.net
|
بمبادرة من المؤرخ التركي تانر أكتشام سيكون أرشيف غريكير (كريكور كيركيريان) متاحاً للعلماء
|
بعد الإبادة الجماعية الأرمنية التي جرت في عام 1915، قام رجل الدين غريكير، الذي نجا من الإبادة الجماعية الأرمنية، بجولة في العالم وجمع أدلة لتوثيق الفظائع. بحسب Akunq.net، لقد تعاون المؤرخ التركي تانر أكتشام مؤخراً مع خبراء وطلاب الدراسات العليا الأتراك بهدف إنشاء مجلد تخزين رقمي وجعل مجموعة من الوثائق الضخمة لـ غريكير متاحة لجميع العلماء. يتضمن الأرشيف آلاف المستندات الأصلية ومواد غير مطبوعة لـ غريكير. ويحتوي على مذكرات نعيم بك الرسمية العثمانية في حلب، والتي كانت مفقودة منذ فترة طويلة ووثائق بطريركية القدس التي تحتوي على معلومات عن الإبادة الجماعية الأرمنية. ويوجد في الارشيف البرقيات السرية المرسلة من قبل وزير الداخلية في الإمبراطورية العثمانية طلعت باشا وقادة الجيش والقادة الحكوميين شبه العسكريين إلى قادة الإمبراطورية. يؤكد ختم الدولة العثمانية على بعض هذه البرقيات بوضوح على تخطيط وتنفيذ الإبادة الجماعية الأرمنية من قبل الحكومة العثمانية. إن أوامر القتل تلك هي دليل على الإبادة الجماعية الأرمنية. البروفيسور أكتشام يكتب عن الأرشيف: "الوصول إلى هذه المواد لديه القدرة على تغيير الخطاب الأكاديمي والسياسي وكذلك لمكافحة الإنكار التركي. مسؤوليتي هي إتاحة هذه الأدلة للعالم ". تم تمويل إنشاء أرشيف غريكير من قبل مؤسسة كالوست كولبنكيان، مؤسسة جيراير نشانيان، الاتحاد الخيري الأرمني العام، مؤسسة تاتريان ومنظمات أخرى
|
|
ABD'de Clark Üniversitesi, Prof. Taner Akçam’ın yönetiminde çok önemli bir projeyi hayata geçiriyor.Ermenilerin sürgün ve imhaları konusunda en önemli arşivlerden birisi olan Rahip Krikor Gergeryan’a ait özel arşiv internet ortamında okuyucuları ile buluşuyor. Clark Üniversitesi 3 Aralık’ta konuya dair resmi bir duyuru yayınladı. “Clark Üniversitesi tarihçisi Ermeni Soykırımı’nı belgeleyen digital arşivi açıyor” başlıklı duyuruda “İmha emirlerini de kapsayan binlerce döküman internette ulaşılabilir durumda” ifadesine yer verildi. Arşiv için uzun süredir bir ekiple birlikte çalışmalar yürüten Clark Üniversitesi’nden Prof. Taner Akçam ile yeni açılan arşivin önemi üzerine konuştuk.
-Uzun süredir bu arşiv üzerine çalıştığınızı biliyoruz. Bu arşivin önemi nedir?
-Şöyle özetleyebilirim: Türk Hükümetinin hala araştırmacılardan saklı tuttuğu, 1919-1921 İstanbul İttihat ve Terakki Partisi yargılamalarına ait mahkeme evrakının önemli bir kısmı artık internet ortamındadır ve okuyucular ile buluşacaktır. Bu arşivle İstanbul Ermeni Patrikhanesinin, 1919-21 İstanbul İttihatçı- soykırım suçlularının yargılanması sırasında hazırladığı dosyalara; sürgün ve imhalardan hayatta kalan kadın ve çocukların toplanmaları ve hayat hikayelerine ilişkin bilgilere, Talat Paşa’nın Ermenilerin imhasına ilişkin verdiği emirlerin orijinallerinin filmlerine, Halep sevkiyat Müdürlüğü görevlilerinden Naim Efendi’nin, Aram Andonian’a sattığı, sürgün ve imhalara ilişkin 50 üzerinde Osmanlı belgesinin el yazması kopyalarına artık internet üzerinden ulaşılabilecek. Bu belgelerin önemli bir kısmı, bugün Kudüs Ermeni Patrikhanesi Arşivi’ndedir. Çalışmamız sırasında bu arşive de baktık.
Arşiv ayrıca, Amerikan, İngiliz ve Alman arşivlerinden de son derece zengin bilgi ve belgeleri içeriyor.
-Okuyucular nasıl ulaşacak bu arşive?
-Arşive https://wordpress.clarku.edu/guerguerianarchive/tr/arsiv-hakkinda-genel-bilgi/ adresindenulaşılabiliyor.
-Siteye kayıt olmak gerekiyor mu, yoksa her giren istediği evrakı indirip inceleyebiliyor mu?
- Hiç bir kayda gerek yok. İstediğiniz belgeyi, bilgiyi istediğiniz kadar indirebilirsiniz. Önemli olan husus, sadece Osmanlı belgelerinin orijinalleri değil, modern Türkçeleri ve İngilizceleri de okuyucuya sunulmaktadır.
-Peki Krikor Gergeryan kimdir?
-Rahip Krikor Gergeryan (12 Mayıs 1911- 7 Mayıs 1988), Sivas’ın Gürün kazasında doğdu. 16 kardeştiler. Anne babasının ve kardeşlerinin gözleri önünde öldürülmesine şahit oldu. Sağ kalan bir kardeşi ile birlikte Beyrut’ta bir yetimhaneye alındı ve orada büyüdü. Katolik okuluna giderek rahip oldu. Tüm ömrünü Ermenilerin imha edilmeleri konusunda bilgi ve belge toplamakla geçirdi. 1940’lı yılların başında, Kahire’de, İstanbul 1919-1921 İttihat ve Terakki yargılamalarının tanınmış hâkimi Kürt Nemrut Mustafa Paşa ile karşılaştı. Paşa, İstanbul yargılamalarına ait önemli belgelerin çoğunun Kudüs Ermeni Patrikhanesi Arşivi’nde olduğu bilgisini verdi. Gergeryan, bu arşive gitti ve buradaki İstanbul yargılanmalarına ait mevcut belgelerin tamamına yakınının filmini çekti.

-Neler vardı bu belgelerin içinde?
-Bu belgelerin arasında tehcirin imha anlamına geldiğini açıkça gösterir onlarca belge var. Örneğin, III. Ordu komutanı Mahmut Kâmil Paşa’nın, evinde Ermeni saklayan her Müslümanın idam edileceği ve evinin yakılacağı emri ile Teşkilat-ı Mahsusa lideri Bahaettin Şakir’in, Ermenilerin imhasını koordine eden telgrafı bu belgeler arasında. Özellikle Yozgat bölgesine ait, tehcirin doğrudan imha anlamına geldiğini bildiren onlarca başka telgraf; bazı sanıklar hakkındaki soruşturma evrakı, ifade tutanakları ve şahitlerin yazılı ve sözlü ifadeleri de mahkeme evrakı arasındadır. Kimi öldürmelere doğrudan şahit olmuş, kimisi öldürme emrini reddetmiş birçok Türk bürokratının, yazılı ifadeleri ve şahitlikleri bu evraklar arasındadır.
Mahkeme, ayrıca bölgelerden, Ermenilerin sürülmelerine ilişkin gönderilmiş emirlerin kendilerine verilmesini talep etmişti. Birçok vilayet ellerinde henüz imha edilmemiş belgeleri İstanbul’a yollamışlardı. Bu belgelerin içinde tehcir eyleminin çeşitli safhaları ve Ermeni mallarına el konulması ile ilgili telgraflar da yer alıyordu. Gergeryan arşivinde bulunan bu belgelerin bazıları bugün İstanbul Osmanlı arşivinde de mevcuttur.
-Bunlar dışında ne tür evraklar bulunuyor Kudüs’te?
-Kudüs Ermeni Patrikhanesi’nde, İttihatçı yargılanmalara ait belgelerin dışında çok değerli başka malzemeler de bulunuyor. 1915 yılında, İttihat ve Terakki Hükümeti, Ermenilerin mallarının yağmalayan ve zimmetlerine para geçiren Osmanlı memurlarını kovuşturmak amacıyla bölgelere komisyonlar yollamıştı. Bu komisyonlar sadece yolsuzluklar değil, işlenmiş cinayetler konusunda da bilgi vermişlerdi. Bu komisyonların raporları ve aynı yıllarda açılmış bazı davalara ilişkin (örneğin Erzincan Divan-ı Harbine ait) tutanaklar da Kudüs Arşiv belgeleri arasında.
-Hayli geniş bir arşivden bahsediyoruz..
- Evet, Kudüs Arşivi’nde, İstanbul Ermeni Patrikliği’ne ait çoğu Ermenice el yazısı veya Fransızca ve İngilizce malzemeler de vardı. Bu malzemelerin arasında 1913 yılından itibaren bölgelerden gelen raporlar ve özellikle de İstanbul yargılanmalar için hazırlanmış dosyalar önemli bir yer tutuyordu. Patriklik, hemen her şehir bazında Ermenilerin imhası konusunda bilgi ve belge toplamış, öldürmelerde görev almış kişilerin listesini çıkartmıştı. Bu belgeler de şimdi okuyucu ile buluşuyor.
Soykırım sonrasında hayatta kalmış Ermenilerin önemli bir kısmı geri dönmüştü ama dönmelerinden sonra da yeniden baskı ve saldırılara maruz kalıyorlardı. Hayatta kalan ve geri dönen Ermeniler, bölgelerinde yaşananları İstanbul’a doğrudan rapor ediyorlardı. Patrikliğe gelen bu raporlar da Kudüs Arşivi’nde idi.
Soykırımdan kurtulan kadın ve çocukları toplanması İstanbul Patrikliği’nin önemli görevleri arasındaydı. Patriklik bu konuda da kayıtlar tutmuş, raporlar hazırlamıştı. Kadın ve çocukların isimleri, hangi yetimhanede bulundukları ve çocukların toplanması sırasında karşılaşılan zorluklara ilişkin bilgiler bu raporlarda yer alıyordu. Bu raporların bazıları daha sonra Milletler Cemiyetine verilmek amacıyla Fransızca ve İngilizceye de çevrilmişlerdi. Bu bilgilerin tümüne şimdi ulaşmak mümkün, hepsi Gergeryan arşivinde elektronik olarak okuyucularını bekliyor.
-İstanbul Patrikliği belgeleri Kudüs’e nasıl gidiyor?
1922 yılında, İstanbul Türk Milliyetçi kuvvetlerin eline geçmeden önce, Patrik Zaven, Patrikliğe ait ve doğrudan soykırımla ilgili bu malzemeleri İngiltere Manchester’e yolluyor. Malzemeler Manchester’den sonra Marsilya’ya gidiyor. Bazı belgelerin üzerinde Marsilya’ya ait damgaların bulunması bu nedenledir. Daha sonra ise, Marsilya’dan Kudüs Ermeni Patrikliği’ne ulaşıyorlar. Patrik Zaven hayatta iken Kudüs’e geliyor, bu belgelere bakıyor ve hatıralarını bu belgelere dayanarak yazıyor.
-Andonyan’ın satın aldığı belgeler dediniz. Bunlar nedir?
-Gergeryan Arşivi sadece İstanbul Yargılanmaları ve İstanbul Patrikliği’ne ait belgeleri ihtiva etmiyor. Bunlar kadar önemli olan bir başka belge grubu, Ermeni aydını Aram Andonian’a ait belgelerdir. 24 Nisan 1915’de İstanbul’da tutuklanan ama soykırımdan tesadüf eseri kurtulan Andonian, 1917-1918 yıllarında Halep ve civarında soykırımdan kurtulmuş birçok Ermeni ile doğrudan görüşmüş ve onların başlarından geçeni kâğıda dökmüştü. Halep ve civarındaki toplama kampların yapısı, işleyişi ve buralarda yaşananlar bu anılarda önemli bir yer tutuyordu. Andonian ayrıca Halep Sevkiyat Müdürlüğü çalışanlarından Naim Efendi isimli bir bürokrattan para karşılığında, Ermenilerin doğrudan imha emirlerini de içeren 50’nin üzerine belgenin el yazısı kopyasını satın almıştı. Bu belgelerin bazılarının orijinalleri de mevcuttu.
Andonian bu belgelerin tümünü, daha sonra müdürlüğünü yaptığı Boğos Nubar Kütüphanesi’ne koymuştu. Rahip Gergeryan 1950’li yılların başında bu belgelerin tamamına yakının filmini çekmişti ve bu belgeler onun arşivinin en önemli parçalarından birisidir. Gergeryan arşivinin önemi şuradadır ki, bugün, ‘Naim Efendi’nin Hatıratı’ olarak bilinen bu külliyatın nerede olduğu bilinmemektedir, kayıptırlar. Birileri bunları Kütüphaneden çıkartmış ama kimler, hangi yıl, bilmiyoruz…
Özetle, Krikor Gergeryan arşivi Osmanlıca, Ermenice, Fransızca ve İngilizce her biri birbirinden değerli binlerce belgeyi ihtiva ediyor..
-Siz herhalde bu arşivi dikkatli biçimde incelediniz. Sizin en fazla dikkatinizi çeken belge neydi ve bu arşivle birlikte soykırım çalışmalarında nereye gelmiş oluyoruz?
- Osmanlıca ve Ermenice malzemeler arşivin en büyük zenginliği. Osmanlıca malzemelerin içinde, Ermenilerin doğrudan imha emirlerini içeren orijinal belgeler var. Yani Türk Hükümetleri ve inkarcılar, “imha kastı yoktu” tezini artık kullanamayacaklar. Ben, bu belgelerle birlikte Türk Hükümetinin klasik inkar stratejisinin tamamıyla iflas ettiğini düşünüyorum. Artık kendilerine başka bir inkar hikayesi bulmak zorundalar. Yeter ki, insanlar bu belgeleri inkarcıların önüne koymayı ihmal etmesinler.
-Bu dökümanların digitalize edilmesinde size nasıl bir ekip yardımcı oldu?
- Ben sadece bir koordinatörüm. Bu arşiv büyük bir kolektif çalışmanın ürünü. İstanbul’u Berc Panossian digitalize etme işini üstlendi ve son derece profesyonelce bu işi yaptı. Dr. Ümit Kurt, Ani Ohanian, Anna Aleksanyan, Burçin Gerçek, Emre Can Dağlıoğlu, Nazlı Temir Beyleryan, Sevan Değirmenciyan, Tabita Toparlak arşivin indekslerinin yaratılması, içerikleri konusunda özet bilgilerin yazılması işini üstlendiler. Anna Aleksanyan Ermenice kaynaklar hakkında çok ayrıntılı bir makale yazdı. Fatima Sakarya ve Paul Bessemer İngilizce çevirileri üstlendiler. Onların yoğun emeği olmasaydı, bu proje gerçekleşmezdi. Emeği geçen herkesin adı, Arşivin künyesi kısmında yazılıdır. Her birisine buradan tekrar tekrar teşekkür etmek isterim. Arşiv esas olarak onların ürünüdür.

-Bu çalışma hangi kurumlarca desteklendi,? Clark Üniversitesi’nin size nasıl bir yardımı ya da desteği oldu?
- Clark Universitesi bu projenin yapıldığı EV’dir. Tüm teknik alt hizmet üniversite tarafından sunuldu. Projeye birçok kurum destek verdi. Bunları burada tekrar saymak isterim: Caloust Gulbenkian Foundation; Jirair Nishanian Foundation; Armenian General Benevolent Union; Knights & Daughters of Vartan; Dadourian Foundation; National Association for Armenian Studies and Research (NAASR). Projeye destek veren isimler de var. Onların tek tek adlarını da sayfamızda okumanız mümkün. Ama ben özellikle bir ismi burada anmak isterim. Hrant Gulian. Diyarbakırlı Hrant Abi, başından beri projenin en büyük destekçisi oldu. Birçok kişi ve kuruluş onun çabaları ile proje hakkında bilgi edindi ve destekledi. Tüm destek verenlere teşekkürü bir borç bilirim.
Arşive ulaşmanın hikayesi
-Peki siz bu arşive nasıl ulaştınız?
-Rahip Krikor Gergeryan 1988 yılında vefat etti. Yeğeni Dr. Edmund Gergeryan bu belgeleri korumaya devam etti. Arşivin varlığı birçok araştırmacı tarafından biliniyordu. Örneğin Washington Armenian Assembly örgütü 1983 yılında arşivin tümünü mikrofilm ortamına aktarmıştı. Ama, 2015 yılına kadar hiçbir araştırmacı bu arşivin tamamına bakmadı ve kullanmadı. İlk defa, Dr. Edmund Gergeryan 2015 yılında, arşivi görmeme ve malzemeleri kullanmama müsaade etti. 3 yılı aşkın bir süre boyunca tüm arşivi taradık ve elektronik ortama aktardık. Arşiv son derece karışık olduğu için, tasnif edilmesi mümkün değildi. Bu nedenle mevcut dosyaların içindeki bilgileri içeren ayrıntılı indeksler hazırladık.
Ama, özellikle paha biçilmez öneme sahip Osmanlıca belgeleri bir araya topladık. Türkçe transkripsiyonlarını ve İngilizce çevirilerini hazırladık. Türkçe ve İngilizce çeviriler İnternet ortamında süreç içinde araştırmacıların hizmetine sunuluyor. Arşive şu adresten ulaşmanız mümkündür.
Özetle, Krikor Gergeryan Arşivi Ermenileri imhası konusunda, bugün nerede oldukları bilinmeyen veya Türk Hükümetleri tarafından mahzenlerde bir yerlerde saklı tutulan bir dizi bilgi ve belgeyi içeriyor. Bu belgelerin şimdi herkes tarafından ulaşılabilir olması yakın geçmişimizin acı dolu tarihini öğrenmemiz açısından bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Bundan sonrası artık genç araştırmacılara düşüyor.
|
|
No comments:
Post a Comment