Friday, April 17, 2015

100 yil, 100 gercek projesi

===
Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılı anısına 100 Yıl, 100 Gerçek



 ===

Projemiz hakkında

Amaç

Projenin amacı, Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını anmanın bir yolu olarak, Ermeni tarihi ve kültürü hakkında bilgi vermek ve bu konuda farkındalık yaratmaktır.

Vizyon

Projemiz yalın bir fikirle yola çıktı: Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını, iletişim kanalı olarak medya ve internetaraçlarını kullanarak, her zamankinden farklı ve ilgi çekici bir şekilde anmak. Ermeni halkının kültürü, mücadeleleri ve uzun tarihini onurlandıracak bir çalışmayı hayata geçirmek istedik.
Ermenistan ve Ermenilere ilişkin yüz gerçeği seçmek ve bir araya getirmek kolay olmadı. Okuyucularımızın yaptığımız çalışmaya değer vermelerini umut ediyoruz. Web sitemizin izleyicilerinin, Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını anmak için kendi yollarını bulmalarını, yaratmalarını ya da dünyanın herhangi bir yerinde başka insancıl çalışmalara katkıda bulunmalarını arzu ederiz.

Çalışmalar nasıl yürüyor?

100 Yıl, 100 Gerçek Projesi web sitemizde, 24 Nisan 2014’ten, yani 99. yıldönümünden itibaren, Facebook,TwitterInstagram ve Google+ hesaplarımıza bağlantı verilerek, haftada iki kez “Gerçek”ler yayınlanıyor. Gerçeklerin sayısı her hafta artacak ve derlememiz, Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümünü ifade etmeküzere en son 24 Nisan 2015’te, 100. gerçeğin yayınlanmasıyla sona erecek.

Hedef kitlemiz

Projemizde seslenmek istediğimiz hedef kitlemiz, öncelikle, zengin miraslarını ve tarihlerini hatırlatmak istediğimiz Ermeniler ve Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını taşımakta olan Türkiye halkları. Ayrıca web sitemizin ülke olarak Ermenistan ve halk olarak Ermenilere ilişkin bilgilenmek isteyen herkes için ilgi çekici bir kaynak olmasını diliyoruz.
Projenin nasıl doğduğunu ve ortaya çıktığına ilişkin daha fazla bilgiye “Hakkımızda” sayfasında yer alan görselden ulaşılabilir.
===

Gerçek 1.

Ermeni Soykırımı 24 Nisan 1915’de başladı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun kararı ile Ermenilerin sistematik katliamı ve tarihi anayurtlarından tehciri 24 Nisan 1915’de başladı. Ermeni toplumunun önde gelen üyelerinden yüzlercesi (siyasetçiler, din adamları, eğitimciler, sanatçılar) başkent Konstantinopolis’te (İstanbul) tutuklandılar, bir kısmı kısa süre içinde öldürüldü, bir kısmı sürgüne gönderildi. Ermeni Soykırımı, Osmanlı devletinin yönetimi altında on yıllar boyunca Ermenilere ve diğer azınlık toplumlarına yönelik ayrımcılık ve pogromların ardından gerçekleşmiştir. Pogromlar arasında en önemlileri 1894-1896 Hamidiye Katliamları ile 1909 Adana Katliamı’dır.
Dünya Savaşı’nı kılıf olarak kullanan Osmanlı devleti, Hıristiyan nüfusun (Ermeniler, Rumlar ve Asuri/Süryaniler) imhası ve sürgünü yoluyla Anadolu ve Küçük Asya’yı Müslüman olmayan unsurlardan demografik olarak arındırmayı amaçladılar. Ermeni Soykırımı’nın hedefi etnik olarak homojen bir Türk ulus devleti yaratmaktı. Bunun için ata toprakları doğuda Van’dan Bitlis’e, Muş’tan Erzurum’a, Kuzey’de Trabzon, Samsun ve Sivas’a, batıda Ankara, Kütahya ve İzmir’e, güneyde Adana’dan Maraş’a, Antep’ten Urfa’ya uzanan bir coğrafyaya yayılmış iki milyon Ermeniyi köklerinden kopardılar. Ermenilerin ata toprakları burada sayılan yerleşim yerleriyle sınırlı değildi; aynı zamanda Ermeni nüfusunu barındıran, kimisi yüzlerce, kimisi binlerce yıllık tarihe sahip sayısız şehir, kasaba, köy ve bölgeyi de içeriyordu.
Bunun yanı sıra kurulan yeni Türkiye’de, bu coğrafyada yaşamış Türkler dışındaki birçok halkın, Kürtler, Aleviler, Zazalar, Abhazlar, Çerkezler, Lazlar ve diğer Müslüman halkların da kültürleri baskı altına alındı.
Bu süreçte Ermeni halkının kuşaklar öncesinden devraldığı kültür mirasına el konuldu. Ama Ermeniler hayatta kaldılar. Dünyanın her yerinde kendi toplumlarını örgütlediler. Bugün bir devlete sahipler ve yirminci yüzyılın hesabı sorulmamış en büyük suçlarından birinin anlamına uygun şekilde tanınması umuduyla atalarının yaşadıklarını anmaya devam ediyorlar.
Yüzyıl sonra 100 Yıl, 100 Gerçek Projesi Ermeni Soykırımı’nı, farklı bir yolla, bilgilendirerek ve farkındalık yaratarak anmayı amaçlıyor. Bu web sitesi hakkında daha fazla bilgi için Proje Hakkında sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
The first monument to commemorate “the 11th of April” (using the old Julian calendar, which is the 24th by the modern Gregorian calendar) set up in 1919 in the Pangaltı Armenian Cemetery of Istanbul, now covered by Taksim Square.

Görsele ait bilgi

İlk “11 Nisan” anıtı (eski Jülyen takvimine göre 11 Nisan, Gregoryen takviminde 24 Nisan gününe karşılık gelir) 1919’da, bugün Taksim meydanının altında kalan Pangaltı Ermeni Mezarlığı’nda dikilmişti.

Atıf ve kaynak

Teotig [Genel kullanıma açık], bkz. Wikimedia Commons
===

Gerçek 2.

“Ermenistan” dünyanın en eski yer isimlerinden biridir

Eski Mezopotamya uygarlıklarının bir kısmı tarihin arka planında kaybolmuşsa da, etkileri bugüne kadar yaşamaya devam etmiştir. Kartografya, başka bir deyişle haritacılık, Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki topraklarda yaşayan halkların bundan bin yıl önce öncülüğünü yaptığı bilim dallarından biriydi.
Kil tablet üzerine oyularak yapılmış olan dünyanın bu en eski haritalarından birinin (bugün ona Yakın Doğu ya da Orta Doğu haritası diyebiliriz) Babilliler tarafından İ.Ö. 6. yüzyılda yapıldığı kabul edilir. Bu haritada, eski çağda Perslerin kullandığı “Armina” sözcüğünün Babilce karşılığı olan “Urartu” ya da “Uraştu” adının verildiği ülkeyi görürüz. Perslerin “Armina” sözcüğü sonradan – ve bugün de – “Armenia”, yani Türkçede “Ermenistan” olarak tanındı ve bilindi.
Urartu ya da Ararat Krallığı İ.Ö. 9 ile 6. yüzyılları arasında hüküm sürdü. Bu yüzyıllar arasında krallık Asurlular ve Babillilerle, aynı zamanda Medler ve diğer eski Pers kavimleriyle rekabet halindeydi. Urartu Krallığı, eski Ermeni krallıklarının öncülü olarak kabul edilir. Krallığın Ağrı dağı (bu dağ, Ermeniler için büyük anlam taşıyan bir simgedir) çevresinde kurulu başkenti çoğu kez ilk Ermeni başkenti olarak anılır. Tuşpa kalesi bugün de, Türkiye’nin doğusundaki, Ermenilerin dünyada en uzun süre yaşadığı yerleşim yeri olarak kayıtlara geçmiş ve hiç kuşkusuz 1915 yılına kadar en eski Ermeni varlığını barındırmış olan Van kentinde göğe yükselmektedir.
Modern Ermenistan’ın başkenti Erivan’ın da kökleri Urartu’ya uzanır. 1950’lerde yapılan arkeolojik çalışmalar, kazılarda bulunan yazıtlara göre İ.Ö. 782 yılında Kral Argişti tarafından yaptırılan ve bugün Erivan kentinin bir bölümünde yer alan Erebuni kalesini ortaya çıkardı. Kralın, Mezopotamya’nın çiviyazısı ile taşa oyulmuş bildirgesi, Erivan’ın “doğum belgesi” olarak kabul edilir. Zaten Erivan (Yerevan) sözcüğü de, Erebuni sözcüğünden türetilmiştir. 1968’de Erebuni kalesinin 2.750’inci kuruluş yılı kutlanmış ve Erivan – Erebuni’nin öyküsüne adanan tarihlerde ülkede her yıl etkinlikler düzenlenegelmiştir.
13-Urartu-9-6mta
Urartu Krallığı, İ.Ö. 9-6. yüzyıllar
Artaxiad, Creative Commons

The Babylonian clay tablet map, discovered in the late 19th century.

Referanslar ve diğer kaynaklar

1. Kurt Buzard. “Babylonian World Map, British Museum, London”Travel to Eat, 9 Ekim 2012
2. The British Museum. “Map of the World” 
3. Rouben Galichian. Historic Maps of Armenia: The Cartographic Heritage. I. B. Tauris, 2004
4. Jona Lendering. “Urartu”Livius.Org, 12 Ekim 2011
5. Wikipedia: “Babylonian Map of the World”
 === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === === ===


No comments:

Post a Comment